top of page

ARTICLES

​BEACH / KUMSAL, Nazare, Portugal 1952

BEACH / KUMSAL, Nazare, Portugal 1952

Yüksel Söylemez

Son Saat Gazetesi
6 Mart 1955

Kapanmıyacak Bir Sergi!.

Hiç öyle şey olur mu? Pek güzel oluyor. Bu, YILDIZ V. MORAN’ın fotoğraf Sergisi. Maya Galerisi’nin üstünde, modern bir anlayışla süslenmiş bir fotoğraf stüdyosundaki sergi. Sakın ne zaman olsa gezerim demeyin ! Kapanmayacak sergiyi kaçırırsınız sonra. Bayan MORAN fotoğrafları sık sık değiştirecek de ondan.

 

Önce merhabalaştık. Oturdum. Ne kağıt, ne de kalem, henüz meydanlarda yok.. Tam bir buçuk saat tatlı tatlı havadan sudan konuştuk. Ama ben yarı yolda baklayı ağzımdan çıkardım. Ve konuştuklarımızı yazacağımı söyledim. Oldukça şaşırdı.. Söylediklerini düşünmeğe çalıştı. Hatırladığı sorular ve verdiği cevaplar aşağı yukarı şu civarda olsa gerek…

 

Nasıl oldu da fotoğrafçılığa başladınız?

 

Ressam olmak isterdim. Kolejin son sınıfındayken bir gün dayımda çay içiyorduk. Bana “Fotoğraf çeksene sen Yıldız” dedi. Bunu her dayı yeğenine söyleyebilir. Ama tabii bu dayı M. Şevket İpşiroğlu olursa iş değişiyor. Sen misin bunu söyleyen. Atladım İngiltere’ye. Haberleştiğim okulu buldum. Müdire hanım “Eyvah!” dedi. “Ne olacak şimdi” Ben tamam dedim. Muhakkak kâğıtlarda bir noksanlık oldu. Dön bakalım Yıldız İstanbul’a.

 

Meğerse neymiş biliyor musunuz? Benim gibi genç ve yabancı bir kızı Londra yutarmış. 1951 yılıydı bu olayların olduğu zaman. Tam bir yıl orada fotoğrafçılık sanatının alfabesini öğrendim,

 

Sonra?

 

Sonra ünlü fotoğrafçı BARON’un asistanlarının yanında çalıştım. İki yıl kadar sürdü bu da. Gerçekten bana çok yararlı oldular.

 

Bir JOHN VICKERS varmış kimdir o?

 

Londra’nın çok ünlü portre fotoğrafçılarındandır.

 

Bana “Artık senin işin kalmadı burada, öğreneceğini öğrendin. Git kendi başına çalış.” diye öğüt verdi. Dediğini yaptım.

 

Dönüşte nereleri gezdiniz?

 

İspanya, Portekiz, İtalya ve Kuzey Afrika’yı. Sergimde hep bu yabancı ülkelerdeki çalışmalar gösteriliyor.

 

Hangi makina ile çalışıyorsunuz?

 

Gülersiniz belki ama ROLLEFLEX ile! Bu makine yüzünden JOHN VICKERS ile bir tartışmamız vardır. Kesin olarak, bununla profesyonel olunamaz diyordu. Öğünmek için söylemiyorum. Ona bir kaç çalışma gösterdim. Yenilmeyi kabul etti.

 

Size bu seçmeyi yaptırtan nedeni söyler misiniz?

 

Seri çalışılıyor, tabii sonuçlar alınıyor, İktisadi yoksa ucuz bir makine değil. Yetmez mi?

 

Nasıl çalışırsınız ?

 

Konu olarak aldığım eğer bir portre ise 20 dakikada 36 poz resmini çekiyor sonra aralarında seçme yapıyorum. Müşteri bir fotoğraf stüdyosunda büyük makineler lambalar görmek istiyor. Ben ise dediğim gibi o minnacık makine ile çalışıyorum.

 

Dünyadaki en usta portre fotoğrafçısı kimdir size göre?

 

Kanadalı KARSH.

 

Soru sormadan bazı şeyler söyleseniz?

 

Renkli fotoğraf sevmiyorum. Resim çekerken plak çalacağım, sinema ile de uğraşmak istiyorum… Yani kamera operatörlüğü… Zaten ana prensipler aynı. Sergimde 60 kadar resim var… Başka bilmem ne söyleyeyim..

 

Ben de soru düşünüyordum size?

Buldum. İngiltere ’de hiç sergi açtınız mı?

 

Evet 6 tane. Biri Cambridqe’de, Trinity kolejinde bir günlük bir sergi idi. 25 fotoğraf sattım. Burada 20-30 lira gibi fiyatlar koyduğum halde daha bir tanecik satılmadı. Bir alışkanlık olsa gerek. Eee. Siz bana bir sürü soru sordunuz!...

 

Şimdi de sıra bende! İlk soru şu:

Ne için benimle böyle bir konuşma yapmak lüzumunu duydunuz?

 

Bu sefer şaşırma sırası bana düştü. Orada Bayan Yıldız. V. Moran’a veremediğim cevabı şimdi çekinmeden söyleyebilirim.

 

YILDIZ V. MORAN’nın kapanmıyacak sergisi gerçekten çok ilgi çekici fotoğraflarla dolu. Daha çok portre çalışmalarını sevdiğini söylüyor ama sergide ancak yedi tane portre var. Banyolarda, siyah beyaz kontrastları çok seviyor. Ve oldukça güzel sonuçlar almış. Bol bol peyzaj var sergide. Fotoğrafların hepside, ölçülü ve usta bir gözle fotoğraf çerçevesi içine sokulmuş fotoğrafın bir san’at olduğunu, hem de edebiyatı çiğnemek üzere olan bir sanat olduğunu bu sergi bir defa daha insana dokunduruyor.

 

Evet, niye YILDIZ V. MORAN’la böyle bir konuşma yapmak gereği duyduk? Bunun cevabını artık okurlar verecektir. Tebrik ve başarı dileklerimiz yürektendir. Öyle sanıyoruz ki, bundan sonra ki fotoğraflarında Anadolu’muzu onun acı gerçeklerini ve Türk köylüsünün macerasını görmek hakkımızdır.

 

Yüksel Söylemez

6 Mart 1955

Yüksel Söylemez  Son Saat Gazetesi 6 Mart 1955
Yüksel Söylemez  Son Saat Gazetesi 6 Mart 1955
bottom of page