top of page

ARTICLES

MOTHER AND CHILD / ANNE VE ÇOCUK, Nazare, Portugal 1952

MOTHER AND CHILD / ANNE VE ÇOCUK, Nazare, Portugal 1952

M. Özalp Birol

Istanbul Art News

Ocak 2016

Cumhuriyet Dönemi Fotoğrafçılığının Sessiz Devrimcisi 

2013 yılıydı. Yıldız Moran adını elbette biliyorduk ama fotoğraf alanında neler yaptığını çok da fazla bilmiyorduk. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü’nden Prof. Yusuf Murat Şen’in aileyi Pera Müzesi’ne yönlendirmesiyle Moran'ı çok daha iyi tanıyacağımız keyifli bir süreç başladı.

 

Bu sürece Şen’in yanı sıra, Doç. Ozan Bilgiseren, Laleper Aytek, Merih Akoğul, Coşar Kulaksız ve Esra Özdoğan gibi dostların önemli katkıları oldu. Oğulları Gün, Olgun, gelini Nazlı da bu süreçte her zaman yanımızda oldular, ellerinden gelen tüm desteği verdiler.

 

Sergide yer alan 84 fotoğraf, yanlış hatırlamıyorsam, 8000 negatif arasından seçildi. Coşar’ın, alüminyum kompozit plakalar üzerinde, geleneksel pamuklu fotoğraf kağıdını andıran fine art kağıtlarına basarak hazırladığı fotoğraflarla Moran’ın malzemedeki yenilikçiliğine de takım halinde bir selam gönderdik.

 

2007 yılında aramızdan ayrılan çok sevdiğim ve saygı duyduğum Samih Rifat, “Önce bir tutku öyküsüdür Yıldız Moran’ın fotoğrafçılığı, sonra da bir özveri ve vazgeçme öyküsü” demişti, onun fotoğrafçılığını tanımlarken…

 

Geniş bir bakışla 1950-1962 dersek, 12 yıla gerçekten büyük işler sığdırmış, öncü bir fotoğrafçının öyküsüydü açtığımız sergi. Moran, “Şiirselliği olan her şey fotoğraf konusudur” demişti. Özdemir Bey’e aşık olmasında şiire, yazına olan tutkusu da büyük rol oynamıştı şüphesiz.

 

Sergiyi hazırlarken onun gördüklerini neredeyse sert bir gerçekçilikle ve yalın bir yaklaşımla fotoğraflarına aktardığını, ışığa, tekniğe, baskıya, kullanılan materyale fevkalade önem verdiğini, Anadolu’yu çok sevdiğini ve adım adım dolaştığını, dört yıl kaldığı İngiltere’de altı sergi açtığını, Cambridge’teki ilk sergisinde25 fotoğrafının bir günde satıldığını, İstanbul’da açtığı sergideyse fotoğraflarının hiç satılmadığını, İspanya, İtalya, İspanya, Fransa, Monako, Avusturya ve Yunanistan’a giderek o ülkelerde de kapsamlı çalışmalar yaptığını öğrendik.

 

Moran’ın fotoğrafı bıraktıktan sonraki gizemli sessizliği, suskunluğu çok önemlidir. Bunu kimsenin tam anlamıyla çözebildiğini zannetmiyorum. Daha sonra üç evlat yetiştiren, sözlükler hazırlayan, çeviriler yapan Moran, belli ki ne yaptıysa hep aşkla, tutkuyla yapmıştı.

 

Gerçekçi, anıtsal, dışavurumcu fotoğrafların büyük ustalarından ve ülkemiz fotoğrafçılığının öncü ve yıldız isimlerinden Yıldız Moran, hiç şüphesiz bu alanda kendine özgü bir yere sahip ve her zaman saygıyla anılacak.

 

27 Kasım 2013-19 Ocak 2014 tarihleri arasında Pera Müzesi’nde gerçekleştirdiğimiz "Yıldız Moran: Zamansız Fotoğraflar" başlıklı sergide 84 fotoğraf vardı. Bunların içinde Moran’ın ilk kez sergilenen fotoğrafları da yer alıyordu. Sergide, Moran’ın kendine özgü içsesini, ışığı büyük bir ustalıkla kullanarak elde ettiği teknik başarısını, ruhunu, aklını, yüreğini fotoğraflarında nasıl yansıttığını -bizce-yeni bir okumayla ortaya koyabilmeyi amaçladık. Pera Müzesi ekibi olarak, paydaşlarımızla el ele, bunu büyük ölçüde başardığımızı düşünüyorum.

 

Pera Müzesi’ndeki sergi, sanat çevrelerinde geniş yankı buldu ve daha sonra, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in isteği üzerine, 8 Mart 2014 Kadınlar Günü’nde, Eskişehir’deki Kent Belleği Müzesi’nde yinelendi.

 

Cumhuriyet dönemi fotoğrafçılığının sessiz devrimcisi Yıldız Moran’ı, bu vesileyle bir kez daha selamlıyoruz.

M. Özalp Birol

Ocak 2016

bottom of page