Jale Candan

Dünya Gazetesi
3 Ocak 1959

​

Bir Fotoğraf Stüdyosunda

​

Genç kız yerde yatan kadına doğru eğildi, itina ile onu kaldırdı, baktı, sonra etrafındakilere “Karslı tipi, dedi, ne kadar sağlam hatları var değil mi?” Etrafındakiler fotoğraftaki kadına hayranlıkla baktılar. Derin manalı kara kara gözleri, azimli bir çenesi, manalı çizgileri vardı. Genç kız onu masanın üzerindeki diğer fotoğrafların yanına koydu. Karslı kadın bir Side heykelinin, bir Hitit vazosunun, bir Selçuk eserinin yanına gitmişti ve memleket dışına çıkacağı günü bekliyordu. Medeniyetlerin beşiği Anadolu o gün adeta Beyoğlu’nda Kallavi Sokağındaki şirin stüdyoya taşınmıştı. Duvarlarda, masaların üstünde, yerlerde, her yerde, ondan bir parça, bir manzara bir yaprak vardı.

 

Stüdyo sahibi «Yıldız Moran» bir genç kızdır. Fotoğraf sanatını İngiltere’de tahsil ettikten sonra, memlekete dönerek çalışmaya başlamış, konularını karış karış dolaştığı Anadolu’dan seçmeyi eksen tercih etmiştir. Anadolu’dan başka dünyanın hiçbir yerinde bu kadar değişik medeniyetlerin eserlerini bir arada görmek mümkün değildir, fakat Yıldız Moran’ı büyüleyen şey bu eserler kadar belki ondan fazla bu topraklarda yaşayan insanlardır. Genç kız muhtelif Anadolu tiplerini objektifinde tespit ederken, onlardaki taptaze, aşınmamış sağlam ruhu aksettirmenin verdiği heyecan içindedir.

 

İstanbul’da Hilton’da, Moderno’da ve Ankara’da «Sanat Sevenler» kulübünde açtığı fotoğraf Sergilerinde aynı heyecanı seyircilerine duyurmasını da bilmiş ve fotoğrafın hakiki bir sanat olabileceğini ispat etmiştir. Fotoğraflarının altını süsleyen güzel cümleler de onlara ayrı bir mana kazandırmaktadır. «Yıldız Moran» çok yakında Almanya’da bir sergi açacak ve iki yüze yakın fotoğrafla Anadolu medeniyetini ve güzel İstanbul’u oraya taşıyacaktır. Almanya’dan Fransa’ya geçecek, Paris’te bir sergi açacak oradan da muhtemelen Amerika’ya gidecektir.

 

Jale Candan

3 Ocak 1959

​

​